Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

Ahşabın Ardındaki Sır

24.01.2019
Ahşabın Ardındaki Sır
Ahşap Oyma Sanatı, Türklerin Orta Asya’da bulunduğu yıllardan Selçuklu’ya ardından da altın çağını yaşadığı Osmanlı dönemine kadar Türk tarihinde önemli bir yer tutuyor.

Ahşap Oyma Sanatı, Türklerin Orta Asya’da bulunduğu yıllardan Selçuklu’ya ardından da altın çağını yaşadığı Osmanlı dönemine kadar Türk tarihinde önemli bir yer tutuyor. Kimi zaman eşya üzerinde kimi zaman ise tek başına kullanılarak çok eski dönemlerden günümüze kadar ulaşmayı başaran bu eşsiz el sanatı, şimdilerde bir kültür öğesi olarak meraklıları tarafından icra edilmeye devam ediyor. İbn Haldun Üniversitesi de sanat kursları kapsamında bu güzide sanatımızın öğretilmesinin katkı sağlamayı amaçlıyor. Ahşap Oyma Sanatçısı Vugar Mammadov Allahverdi yönetiminde devam eden Ahşap Oymacılığı kursu ilk periyot derslerinde öğrencilerimiz, ahşap levhalar üzerinde geometrik desenlerin oyulmasını öğrenerek temel beceriler kazandılar. Ahşap Oymacılığı dersleri bahar döneminde başlayacak sanat kurslarının ikinci periyodunda da devam edecek.

Sıradan bir el sanatının ötesinde metafizik bir anlam da ihtiva eden ahşap oymacılık sanatının inceliklerini Vugar Mammadov Allahverdi Hocamız ile görüştük. Bu vesile ile renkli ve çok yönlü bir kişiliğe sahip olan Vugar Hocamızı da daha yakından tanımış olduk.

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

Ben 22 Mayıs 1969`da Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti`nin Ordubad şehrinde doğdum. 1998 yılında Bakü Müzik Akademisini bitirdim. Azerbaycan Cumhuriyeti’nin özgürlüğü ve toprak bütünlüğü uğrunda Dağlık Karabağ’da Ermeni işgal birliklerine karşı süren savaşlara katılarak savaş gazisi oldum.

1990-1993 yıllarında Bişkek, Aluşta, Moskova şehirlerinde Pekin Vuşu Akademisinin Profesör heyeti huzurunda pratik seminerlerde başarı ile savunmamı yaparak “Çin Dövüş Sanatları” alanında antrenör diplomasını aldım. Aynı zamanda bu sanatın hem fiziki hem de manevi taraflarını öğreterek 2015 yılına kadar Bakü`de hocalık yaptım.

Türk tasavvuf musikisine büyük bir merak sonucu Bakü`de ilk defa çocuklardan oluşan Türk Tasavvuf Musikisi “Mevlana” ve “Buta” isimli gruplarını oluşturarak konserler organize ettim. 1997 yılından itibaren kendi çabalarımla hattatlığa, 2004 yılından ise ağaç üzerinde Kur`an ayetlerinin oyulmasına ünlü Azeri üstadı Seyfeddin Mensimoğlu ve ünlü İranlı üstad Mehdi Tusi’den dersler alarak başladım.

Ahşap Oymacılığı alanında 2004-2018 yıllarında 18’i yurtdışında, 24’ü yurtiçinde olmak üzere 42 sergiye katıldım. 2013-2015 yılları arasında Bakü`de Engelli Gençler Rehabilitasyon Merkezinde Ahşap Oymacılık Eğitmenliği yaptım. 2015 yılından beri İstanbul’da ikamet ediyorum ve yaklaşık 3 yıldır İstanbul Büyükşehir Belediyesi Hayat Boyu Öğrenme Merkezi İSMEK’te usta öğretici konumunda eğitim vermekteyim.

Ahşap Oymacılığı ile tanışmanız ve bu sanata başlamanız nasıl oldu?

Ahşap Oymacılığı ile ilk tanışmam 2004 yılında kurumumuzdaki galeride yapılan bir sergide ileride hocam olacak kişinin ahşap üzerinde olan hat yazısına rastlamam ile oldu. Bu beni çok etkiledi ve benim hayatımdaki ahşap oymacılığı serüveni böylece başlamış oldu.

Bir serginizin adı: “Ahşabın Zikri” Bu bize çok etkileyici bir isim geldi. Bu ismi seçmenizin sebeb-i hikmeti nedir?

Ümraniye Belediyesinin 17 Nisan 2017 yılında “Ahşabın zikri’’ isimli ilk kişisel sergim yapıldı. Hazreti Peygamber-sallallahu aleyhi vessellem- Efendimizin ağlayan hurma kütüğüyle konuşması hadisesinin beni çok etkilemesi ve benim iç dünyamda çok özel bir yeri olmasından dolayı bu serginin isminin Ahşabın Zikri olmasına karar verdim.

O halde ahşap oyma sanatının ardında metafizik bir boyut olduğundan bahsedebilir miyiz?

Elbette. Öncelikle şunu söyleyeyim: Tabiattaki her şey Allah’ı zikreder ağaçlar da hâkeza... Biz ahşap oyma sanatında ağaç ile hemhal olarak bu zikri farklı bir boyuta taşıyoruz. Mesela ahşap levhaya lafzatullah işleyeceğiz. Eser tamamlanana kadar ahşabı oyan ellerimiz ile zihnimiz ile kısacası bütün benliğimiz ile Allah diyoruza adeta.

Ahşap Oymacılık sanatı ile ilgilenmenin bir insana başka ne gibi kazanımlarını olduğunu düşünüyorsunuz?

Öncelikle ahşap saf, tabii bir madde. Plastik ve benzeri gibi doğal olmayan maddelerden üretilen eşyaların bizleri kuşattığı bu çağda ahşaba dokunmanın bile insana iyi geldiğini düşünüyorum. Fizyolojik ve psikolojik olarak insanı rahatlattığı, gündelik hayatın stresinden uzaklaştırdığını bizzat tecrübe ediyoruz. Zaten ne olursa olsun bir hobi ile uğraşmak kişinin yaşam başarısını olumlu yönde etkiler. Ahşap Oymacılık ile ilgilenen öğrencilerimiz de bu işle uğraşmanın kendilerini hissettirdiklerini ifade ediyorlar.

Üniversitemizdeki Ahşap Oymacılık kursundaki öğrencilerin motivasyonunu nasıl buldunuz?

Üniversitenizdeki  “Ahşap Oymacılık’’ kursundaki öğrencilerimin motivasyonlarının gayet iyi olduğunu düşünüyorum. Gençlerimizin Ahşap oyma sanatına olan bu ilgileri beni çok mutlu etti. Öğrencilerine bu fırsatı verdiği için İbn Haldun Üniversitesini tebrik ediyorum.

 

Fotoğraflar