İbn Haldun Üniversitesi Felsefe Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Teoman Duralı harf inkılabının kültür ve medeniyet kalıtımımızı kopararak bizi başa döndürdüğünü söyledi.
İbn Haldun Üniversitesi Sanat, Kültür ve Spor Daire Başkanlığının “Mercek” serisi kapsamında “Harf İnkılabı: Dilin ve Yazının Değiştirilmesi” konulu konferansta konuşan Prof. Dr. Teoman Duralı, dilin, kültür ve medeniyetin taşıyıcı unsuru olduğunu vurgulayarak bunun azı ile aktarıldığını söyledi. Duralı, Arap alfabesini Osmanlılar zamanında kullanmaya başladığımız zannının yanlış olduğunu ve yazının değiştirilmesinin getirdiği vahim sonuçları şu sözlerle anlattı: “Genellikle Arap alfabesini Osmanlılarla birlikte kullanmaya başladığımız zannedilir. Oysa biz Arap alfabesini 9. yüzyıldan itibaren kullandık. Karahanlılar, Gazneliler, Selçuklular, Bâbürler ve Osmanlılar... Bu yazıyla biz İslam Medeniyeti içinde mümtaz bir kültür olarak temâyüz ettik. Yazının iptali ise bizi başa döndürdü. Bu büyük kaybı telafi edebilir miyiz? Hayır edemeyiz. Osmanlı Türkçesini öğreniriz, bir yardımcı araç olarak kullanabiliriz ama o da yaraya merhem olmaz. Çünkü dil ile ortaya koyduğumuz sözlerin ruhunu kaybettik. Alfabenin yazı ile birleşerek bir ruh oluşturduğunu söyleyen Prof. Duralı, “Mesela Farsça enfes bir dildir. Farsça bir yazıyı latinize görmek çok anlamsızdır. Zira Farsça Arap harfleriyle hemhal olmuştur, bütünleşmiştir.” sözleri ile dil ve yazının oluşturduğu bütünlüğün önemini belirtti.
“Kadına şiddet de dahil bugün yaşadığımız pek çok sorun dilin ve yazının değiştirilmesi ile alakalıdır.”
Prof. Dr. Teoman Duralı, toplumun kültür genleri ile yaşadığı kopukluğun kültür ve medeniyet değerlerimizden bizi soyutladığının altını çizdi ve kültür mirasını tanımaktan ve anlamaktan uzak hale gelişimizin bizi savurduğu durumu şöyle anlattı:
“Anlayamadığını sevemezsin. Mesela benim babamla aramdaki nesil kopukluğu uçurumdu. Ben babamı ancak onu kaybettikten sonra anlayabildim ama iş işten geçmişti. Bu benim için çok hazindir. Bu durum toplumun her ferdinde farklı boyutlarda yaşanmıştır” Kendi jenerasyonunun dilin ve yazının değişmesi ile işte böyle dehşet bir kültür kalıtımı kopukluğu yaşadığını belirten Duralı, bu durumun toplumun her alanında hissedildiğini ve sonraki nesillerin problemin varlığından bile habersiz bir şekilde kültürsüz hale geldiklerini anlattı.
Prof. Dr. Teoman Duralı, toplumdaki pek çok problemin harf inkılabı sonucu kültür kalıtımının parçalanmasından kaynaklandığını zira insanların bu parçalanmada adeta akıllarını kaybettiklerini ifade ederek sözlerine şöyle devam etti:
“Söz bağlı bulunduğu kültürün canlı tarihidir. Her bir söz mensubu olduğu medeniyetin ve kültürün dünününden ve bugününden izler taşır. İnsanlığın kalıtımı kültürdür, kültürün taşıyıcı unsuru sözlerdir. Ahlak insana mahsustur, hayvanda yoktur. Merhamet, fedakarlık, fazilet ve iffet insana mahsustur. Bunlar iradi olaylardır, hayvandaki ise içgüdüdür. İnsanın özerkliği ve hürlüğü Allah vergisidir. İnsan özerktir ve insanın içgüdüleri yok mesabesindedir. Tüm bunların en açık göstergesi dildir. Dil aklın en fazla kendini duyurduğu edebiyattır. Edebiyatı güçlü olan milletler kültür seviyesi yüksek toplumlardır. “