Sosyal Sorumluluk Kulübünün Yaşam Ağacı projesi, Gençlik ve Spor Bakanlığının Gençlik Projeleri Destek Programı kapsamında destek aldı. Kulübümüz, bu proje ile hastanede tedavi gören çocuklarla kaliteli vakit geçirecek oyunlar ve etkinlikler planlayarak tedavi süreçlerine olumlu katkı sağlamayı hedefliyor.
Biz de projenin detaylarını ve çıkış öyküsünü öğrenmek için Sosyal Sorumluluk Kulübü Başkanı Sema Nur Güneş ve proje sorumlularından Yunus Yeşil ve ile görüştük. Yunus Yeşil bize proje sürecinin nasıl geliştiğini; Sema Nur Güneş ise projenin hedeflerini ve ekipte bıraktığı izleri anlattı Öncelikle sizi Yunus ile yaptığımız röportajla baş başa bırakarak bu iyilik projesinin doğuş öyküsüne götürelim:
Yaşam Ağacı projesi nasıl ortaya çıktı? Kısaca anlatır mısın?
Bu proje, geçen sen Mart ayında Sosyal Sorumluluk Kulübümüzün Başkanı Sema arkadaşımızın fikri ile ortaya çıktı. Hastanelerde tedavi gören çocuklarla ilgilenmek, onların güzel vakit geçirmelerini sağlamak adına bir şeyler yapmak amacıyla yola çıktık. Bu fikrimizi üniversitemizin Proje Destek Ofisi Koordinatörü Sunay Alat Karal’ın rehberliğinde projelendirdik. Projemiz, Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından onaylandı. Danışman hocamız ise Rehberlik ve Psikolojik Bölümünden Arş. Gör. Nagehan Pakdamar Tüzgen oldu.
Bundan sonraki süreç nasıl gelişti? Projenin uygulanmasına yönelik ne gibi adımlar attınız?
Daha sonra projemizi kampüsümüze en yakın hastane olan Başakşehir Devlet Hastanesinde uygulamaya karar verdik. Üniversitemizin Genel Sekreteri Erkam Tüzgen ile Başakşehir Devlet Hastanesine gidip hastanenin başhekimi ile görüşerek projemizi sunduk ve kendilerinden güzel tepkiler aldık. Onlar projeyi İl Sağlık Müdürlüğüne ilettiler ve sonuç olarak hastanede bize çocuk polikliniğinin yanında bir oda ayarlandı. Bakanlıktan aldığımız bütçe ile bu odanın tefrişatını yaptırmaya başladık. Bu odayı çocukların ilgisini çekecek tarzda ve onlarla eğitici aktiviteler yapabileceğimiz, oyunlar oynayabileceğimiz bir şekilde tasarlıyoruz.
Peki çocuklarla ne tür etkinlikler yapacaksınız? Bu etkinlikleri tasarlamaya yönelik nasıl bir eğitim aldınız
Biz ilk etapta çocuklarla resim çizeriz, oyun hamurlarıyla oynarız vs. diye düşünüyorduk fakat danışman hocamız ile görüştükten sonra bu etkinliklerin akademik bir perspektif ışığında gerçekleştirilmesi gerektiğini düşündük ve bu alanda bir eğitim almaya karar verdik Çünkü bu şekilde çocukların hayatlarına daha etkili bir şekilde dokunabileceğimizi düşündük.
Böylece danışman hocamız aracılığıyla bir psikolojik danışmanlık merkezi ile 26 saatlik eğitim almak üzere anlaştık. Bu eğitimin 18 saatlik ilk etabını genel psikoloji, yaratıcı drama, sanat terapi, oyun terapi ve psikolojik ilk yardım konu başlıkları ile aldık.
Bu eğitimler size neler kazandırdı?
Genel olarak çocuklarla nasıl iletişime geçeceğimizi ve ne tür etkinliklerin yapabileceğimizi öğrendik. Mesela duygu ve düşüncelerin nasıl resmedilebileceğine dair pratik bilgiler aldık. Bu eğitimlerde çocukların ruh hallerini resme yansıtma yolları öğretildi. Bunun yanı sıra hasta olduğu için üzgün veya asabi olan bir çocuğa nasıl yaklaşabileceğimizin püf noktaları da öğretildi ki ben bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Zira bizim o haldeki bir çocuğa yanlış bir söz söylememiz olumsuz sonuçlara yol açabilir.
Bu proje ile alakalı nasıl bir vizyon belirlediniz?
Biz bir sosyal bilimler üniversitesiyiz. Böyle bir projeyi başlatmış olmamız çok anlamlı ama bununla da sınırlı kalmamalıyız. Şimdilik sadece üniversitemiz öğrencilerine yönelik olan bu proje, üniversitemizin öncülüğünde diğer üniversitelere de yayılarak büyüyebilir. Adım adım ilerliyoruz ama adımlarımızı sağlam bir şekilde atmaya özen gösteriyoruz. Projemizim ilk ayağını gerçekleştirdikten sonra geliştirip daha büyük hastanelere de uygulamayı amaçlıyoruz.
Üniversitemizde bu projeye ilgi nasıl?
Projemiz, arkadaşlarımız tarafından beklediğimizden daha büyük bir ilgi gördü. Projeyi üniversiteye duyurduktan sonra 80 arkadaşımızdan başvuru aldık ve 60 arkadaşımızla bire bir mülakat yaparak 20 arkadaşımızı ekibimize dâhil ettik. 18 saatlik eğitimi bitirdik, 8 saatlik süper vizyon eğitimini de bitirip en kısa zamanda Başakşehir Devlet Hastanesindeki odamızdaki ilk etkinliklerimize başlayacağız.
Sosyal Sorumluk Kulübü Başkanı Sema Nur Güneş ise "Neden Yaşam Ağacı?" sorusunu şöyle yanıtladı:
Projemizin adını ‘’Yaşam Ağacı’’ olarak belirlememizin sebebi tabi ki de bizce ağacın hayat demek olmasıydı. Projemiz kapsamında ciddi anlamda yok olan ormanlarımızı da yeniden hayata kavuşturmayı amaçlıyoruz. Bir başka deyişle yarınlarımız olan çocukların yarınlarına gerçekten kıymetli bir hediye bırakmalarını istiyoruz. Yani hayatın yeniden eski nefesine kavuşmasını canıgönülden diliyoruz. Detaylandırmam gerekirse proje kapsamında ilgilendiğimiz her çocuk adına bir fidan dikmeyi amaçlıyoruz. Hedefimiz zaman içinde projemizin adını taşıyacak ormanla oluşturabilmek.
Gönüllüyüz …
Çünkü varız!
Çünkü farkındayız!
Çünkü görmezden gelemiyoruz!
Çünkü gönüllülük esastır!
Ve tabi ki çocukları çok seviyoruz!
Yaşam Ağacı gönüllüleri olarak yaptığımız işi sahiden sevdiğimizin farkındayız, minik arkadaşlarımıza umut, neşe ve sevgi olabilmek bizim en önem verdiğimiz değerler. "Yaşam Ağacı" bu konuda sorumluluk bilincimizi daha diri tutmamıza yardımcı oluyor.
Eğitim süreciniz nasıl geçti? Bu süreçte neler yaptınız?
Yaşam Ağacı projemizin eğitiminde bizlerle olan ‘İyi Şeyler’ sayesinde eğlenirken öğrendik. Başlangıç etabı 18 saat süren eğitimlerimizde hemen hemen her duyguya girdik, dünyamızın bir anda değiştiğine tanık olduk. Çocuk gibi çizdik, çocuk gibi boyadık, çocuk gibi güldük, çocuk gibi yaşadık! Grup değerlerimizin bizi dinç tutacağını düşünerek her birini iyice benimsedik. Duygu balonlarımızı şişirip, hayali köpüklerimizi üfledik, hastane ortamında çocukların karşılaşacağı korkunç gibi görünen aletleri basitleştirmeyi seçtik. Bu süreçte bazılarımız çocukluğuna dönmeyi dilerken bazılarımız bir an önce projeye başlamayı diledi. Biz çok eğlendik ve çok heyecanlandık, sabırsızlanıyoruz!
Bu süreçte neler öğrendiniz?
Yaşam Ağacı projesinin eğitimini alırken çok farklı konularda çok fazla şey öğrendim. Her ne kadar bir zamanlar çocuk olsam da çocuk olarak düşünmeyi, çocuk olarak gülmeyi öğrendiğimi en azından bunu deneyimlediğimi far kettim. Hepimiz çocukken bir an önce büyümeyi istemişizdir, ben de öyle isterdim fakat çevremden duyduğum en belirgin cümle şu ki ‘hayatın en altın dönemi çocukluk yıllarında saklı’ katılıyorum. Bana göre her insanın hayatında bir çocuk olmalı, içindeki çocuğu diri tutmak, dünyanın kötülüğünden arınmak, masum kalabilmek için. Aslında bir dakika ayırıp düşünürsek; ‘Çocuklardan öğreneceğimiz o kadar çok şey var ki.’
Bu proje ile alakalı temel amacınız nedir?
Hastaneler artık çocuklar için donuk duvarlar ve soluk renklerden oluşmasın istiyoruz! Yaşam Ağacı projemizde gönüllülerimizle küçük yaşta belli sürelerle hastanede vakit geçirmek zorunda olan çocuklarımızın yanında olmayı, onlarla birlikte oyunlar oynayıp çeşitli etkinlikler gerçekleştirerek, sağlık sorunları nedeniyle hastane ortamında kalan çocuklarımızı, birkaç saatliğine de olsa farklı aktivitelerle tanıştırmayı bu sebeple de oluşturacağımız oyun odası sayesinde çocuk polikliniklerini renklendirmeyi amaçlıyoruz. Çocukların masum dünyasına erişebilmeyi, hayal güçlerini en aktif şekilde kullanabilecekleri bir ortam hazırlamayı onlara borç biliriz.