Merhum hocamız Prof. Dr. Ş. Teoman Duralı'yı anmak için düzenlenen Anma Programı, vefatının birinci seneidevriyesinde öğrencilerimiz ve Rektörümüz Prof. Dr. Atilla Arkan'ın Hocamızın Aşiyan Mezarlığı'ndaki aile kabristanının ziyaret edilip kabri başında Kuran-ı Kerim tilaveti gerçekleştirilmesi başladı. Program, okulumuzun Öğrenci Merkezi’nde Prof. Dr. Atilla Arkan, Prof. Dr. İbrahim Kalın, Doç. Dr. Enis Doko ve Dr. Öğr. Gör. Özden Özkaya’nın konuşmacı olduğu merhum hocamızın hayatından kesitler yansıtan bir video gösterimiyle devam etti. Ayrıca Teoman Duralı Hocamızın yıllar boyunca gezip gördüğü farklı coğrafyalara ait fotoğraflarından oluşan bir sergi Öğrenci Merkezi Fuaye Alanı'nda ilk defa ziyaretçilere açıldı.
İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Atilla Arkan, kendisinin de öğrencilik döneminde Prof. Dr. Teoman Duralı’dan dersler aldığını dile getirerek “Teoman Duralı Hocamız tam anlamıyla bir beyefendi idi, insanlara ve işine karşı çok saygılıydı. Hepimizde saygı uyandıran ve her kelimesini dikkatle dinlediğimiz otoriter bir yönü vardı. Tecrübelerini paylaşma noktasında cömertti ve akademik birikimi oldukça güçlüydü.” diye konuştu. Prof. Arkan, Teoman Duralı hocamızın felsefenin tüm sorunlarıyla uğraştığından ve yerel temaları çok iyi bilerek biyoloji, coğrafya, etimoloji gibi farklı bilim dallarından edindiği kazanımlar sayesinde bilimler üstü bir gözle felsefe literatürünü sentezleyip çalışmalar yaptığını sözlerine ekledi. Hayatı boyunca Türkçenin felsefe dili olması için çalışan Teoman Duralı’nın Türkçe felsefe yapmayı ne kadar önemsediğini “Bir dilde felsefe yapmak, o milletin var olabilme imkânını belirler” diye ifade eden Rektörümüz Prof. Arkan, son olarak Teoman Duralı’nın hatıratlarını okumayı tavsiye etti ve Teoman Hocamızın “Merak ne işe yarar bilinmez, sonu olmayan bir duygudur.” sözüyle konuşmasını sonlandırdı.
Prof. Dr. İbrahim Kalın, canlı bağlantıyla katıldığı konuşmasında üniversitedeyken bir öğrencisi olarak Prof. Dr. Teoman Duralı’nın son yarım asırda akademi dünyamızdaki yerinin yeni çalışmalarla ele alınması gerektiğine dikkat çekti. Bu kapsamda yaptığı en önemli katkının “Felsefe-Bilim” isimli kavramı fikir ve ilim dünyamıza yerleştirmiş olduğundan bahsetti. Bu terimi “Felsefe-Bilim, insanın varlığı anlamlandırmak için başvurduğu iki temel aracın birbiriyle olan köklü ilişkisine atıfta bulunur. Ancak bilim ve felsefenin birbiriyle olan zorunlu bağı sayesinde kuşatıcı bir varlık anlayışı elde edebileceğimiz anlamına gelir.” diye açıkladı.
Prof. Dr. İbrahim Kalın, “Ne iş yaparsanız yapın, unutmayın ki özgün olmak özgür olmaktır. Özgürlüğünüzün sınırlarını kendinize ait mesajınız olan özgünlüğünüz belirler. Aksi halde fikirlerinizi başkalarının kelime ve kavramlarıyla ifade etmeye mahkum olup etkili bir ürün ortaya koyamazsınız.” dedi. Ayrıca Prof. Dr. Kalın öğrencilik dönemiyle ilgili olarak şunları söyledi:
“Rahmetli hocamızla her sohbette yaşadığım temel duygu insanı tecessüse, hayret ettirmeye sevk etmesidir. Bu yönüyle kendisinin çok canlı, diri bir şahsiyet olduğunu hatırlatmakta fayda var. Üniversite hayatımda kendisinden aldığım dersler, benim o zamanlarda zevkle dinlediğim, isteyerek katıldığım derslerdi. Kendisi her zaman farkını belli eden bir kişilikti, derslere her zaman hazırlanarak gelir ve ders anında kullandığı sözlükler, haritalarla hepimizi dersin iştirakçisi kılardı. O derste işlenen filozofları sınıfa getirir, bizleri o konunun geçtiği döneme götürürdü.”.
Prof. Dr. Kalın son olarak, “Onun talebesi ve zaman zaman bir yol arkadaşı olmaktan hep memnuniyet duydum. Geride çok güzel bir miras bıraktı. Toplumun tamamının siyasi görüşlerinden bağımsız olarak sevip saydığı bir insan olarak aramızdan ayrıldı. Bu vesileyle kendisini minnetle ve hasretle yâd ettiğimi belirtiyorum.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Doç. Dr. Enis Doko, “Felsefe Bölüm Başkanı olarak bölümümüzün kurucu başkanı olan Şaban Teoman Duralı’nın mirasının yükünü omuzlarımda hissediyorum” diyerek konuşmasına başladı. Prof. Dr. Ş. Teoman Duralı’yı önemli bir düşünür yapan özelliklerin altını çizdiği konuşmasında “Hocamız yerel sorunlarla ilgilenen bir felsefeciydi, gündemden kopuk değildi, bizler de onun bu tarzını örnek almalıyız.” diye sözlerine devam ederek rahmetli Hocamızın ülkemizde entelektüel bireyler yetişmemesinden yakındığını söyledi. Bu doğrultuda Üniversitemizin Felsefe Bölümü olarak bu sorunların çözümünü dikkate alan bir eğitim anlayışına sahip olduklarından bahsetti. Teoman Duralı’nın biyoloji, antropoloji gibi farklı alanlarla uğraşmasından hareketle Üniversitemiz öğrencilerinin de bilim ve medeniyet odaklı dersler aldığını belirtti. “Hocamız, İslam dünyasında felsefeye olan ön yargının yıkılmasında ülkemizdeki en önemli isim olabilir.” diyen Doç. Dr. Enis Doko felsefenin İslam dinine ve medeniyet dünyasına hizmetindeki rolünü ortaya çıkardığından söz etti.
Teoman Duralı‘nın felsefeyle bilimin ayrışamayacağını savunduğunu ve bölüm olarak kendilerinin de bilim temelli felsefe anlayışıyla öğrenci yetiştirmeye çalıştıklarını söyleyen Doç. Dr. Enis Doko, “Hocamız, felsefenin halktan kopuk olmasını istemiyordu, bu yüzden televizyon programlarına katılarak felsefe sevgisini geniş kitlelere yaymaya çalışmıştı. Böylece, hayatı ve bakış açısıyla bizim bölümümüzün temellerini belirlemişti.” diye konuşarak Teoman Duralı’nın misyonlarına her zaman sahip çıkacaklarını aktardı. “Hocamızı anmak için önümüzdeki dönem kendisinin görüşlerini anlatıp tartışacağımız ve yeni nesillerin de eserlerini okuyup anlamalarını sağlayacağımız bir program düzenleyeceğiz. Ayrıca okulumuzda verdiği dersleri yazıya dökerek oldukça faydalı bir kitap hazırlayacağız.” diyerek sözlerini noktaladı.
Prof. Dr. Teoman Duralı’nın öğrencisi Dr. Öğr. Gör. Özden Özkaya ise “Felsefeye başlama sebebim hocaların hocası değerli Teoman Duralı’dır, kendisi bizim bölümümüzün felsefi tabirle ruhu olan ‘geist’idir.” diye sözlerine başladı. Teoman Duralı’nın adım attığı mekânı dolduran ve ayrılışından sonra eksikliği çokça hissedilen bir insan olduğunu vurgulayan Özden Özkaya, “Hocamıza karşı olan vefa duygusu hepimizde var olmakla birlikte bir öğrencinin tek vefa borcu bildiklerini gelecek nesillere aktarmaktadır. İşte bizler de Teoman Hocamızın öğrencileri olarak bunun için çalışacağız.” diyerek konuşmasını bitirdi.